Yemen İç Savaşı, 2011 yılında başlayan Arap Baharı ayaklanması ile istikrarsızlaşan başkent Sanaa’nın 2014 yılında Husi güçleri tarafından ele geçirilmesiyle başlayan Yemen’deki yıkıcı çatışmalardır. Savaşın zirvesinde Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen güçlerin müdahalesiyle daha da büyüyen savaş, ülkenin çoğunu açlığın eşiğine getirmiş ve tarihin en ciddi kolera salgınına yol açmıştır. 2020’de Husi isyancıları özellikle yabancı güçler geri çekilmeye çalışırken, çatışmada üstünlük sağlamış gibi görünmüştür ancak içerdeki savaş sönerken Husi güçleri 2013’te İsrail’e saldırmaya çalışmış ve İsrail-Hamas Savaşı’nın patlak vermesinin ardından Kızıldeniz’den geçen ticari gemilere saldırarak çatışmaya yeni bir boyut kazandırmıştır.
Ülkede mevcut kaosun temelinde birçok neden olmakla birlikte iki neden göze çarpmaktadır. Birincisi Orta Doğu’da özellikle Birinci Körfez Savaşı ile birlikte ABD’nin siyasi, etnik ve mezhebi dengeleri bozan müdahaleleri ikincisi ise İran’ın devrim ihracı söylemi çerçevesinde bölgede yayılmacı bir dış politika benimsemesidir. Arap Baharı süreci ile birlikte İran, Zeydilere daha fazla önem vermiş ve belli bir süreçten sonra onları silahlandırmıştır.
Sonuç olarak Yemen’deki savaş yerel, bölgesel ve küresel aktörlerin de dahil olduğu çok boyutlu bir sürece dönüşmüştür. Bu anlamda bir iç savaş olmaktan çıkmış ve literatürde “vekalet savaşı” olarak adlandırılan bir aşamaya geçmiştir. Bir taraftan Husileri destekleyen İran, diğer tarafta meşru hükumetin yanındaki Suudi Arabistan çatışmanın en aktif iki tarafı durumundadır. Bununla birlikte BAE’ de savaşta Güney Geçiş Konseyi üzerinden etkin olduğunu söylemek mümkündür.
2015 yılında iç savaşın başlamasıyla birlikte birçok Yemenli, mülteci konumuna düşmüş durumdadır. Mültecileri bir kısmı ülke içinde yer değiştirirken bir kısmı da vatanını terk etmek durumunda kalmıştır. Şubat 2017 itibariyle Yemen’de yaklaşık 2,5 milyon kişi yerinden edilmiştir. Buna ek olarak Sanaa’da yaklaşık 500 bin Somalili, 2,500 Suriyeli, 15 bin Filistinli mülteci bulunmaktadır.
Diğer taraftan Yemen’de son yıllarda gıda üretimi düşüş göstermiştir. 2011 yılının son döneminde ortaya çıkan siyasi olaylar tüm finans ve tarımsal sistemi etkilemiştir. Tarımda büyük ve ciddi düşüşler yaşanmıştır. Neticesinde gıda güvencesi sorunu siyasi olaylardan etkilenmiştir. BM ve insani yardım ortakları tarafından yayımlanan Gıda Güvenliği Aşamalarının Entegre Sınıflandırmasının (UN) son sayısına göre çatışmalardan parçalanmış Yemen’de 17 milyondan fazla insan akut gıda güvensizliği tehdidi ile karşı karşıyadır.
Yemen’de yaklaşık 10 yıldır süren iç savaş nedeniyle insani koşullar ve sağlık hizmeti açısından dünyanın en ciddi krizlerinden biri yaşanmaya devam etmektedir. Savaş nedeniyle ülkede birçok salgın hastalık yayılırken 2024’ün başından bu yana kolera vakalarında da büyük oranda artış gözlenmiştir. MSF ‘den (Sınır Tanımayan Doktorlar) yapılan yazılı açıklamada, toplam 22 kentin bulunduğu Yemen’de 20 kentte kolera vakalarında ciddi artış yaşandığı ifade edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre ise Yemen’de sağlık tesislerinin yalnızca %51’i tam olarak çalışır durumdadır ve %36’sı sınırlı hizmet vermektedir.
Yemen’de meydana gelen insani krizlerin önüne geçmek adına birçok kuruluş faaliyet göstermektedir. Ülke içinde özellikle Yemen Kızılay Derneği, Al Atta Foundation ve Yemen Eğitim ve Yardım Kuruluşu (YEAC); ülke dışından ise Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), Dünya Gıda Programı (WFP), UNİCEF, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ve Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC) gibi çok sayıda kuruluş; gıda, su, sağlık, acil durum müdahalesi, eğitim ve eğitim materyallerinin sağlanması gibi alanlarda yardımlarda bulunmaktadır.
Her ne kadar çeşitli örgütler ve projeler Yemen’deki insani krizleri hafifletmek için çaba sarf etseler de çatışma bölgelerindeki durum, silahlı gruplar ve saldırılar, mayınlar ve patlayıcıların varlığı, çatışmalardan dolayı meydana gelen altyapı tahribatı, kısıtlı iletişim, gümrük ve geçiş engelleri bu yardım faaliyetlerini işlevsiz hale getirmektedir.
Aynı zamanda siyasi iktidarsızlık da yardım çalışmalarını etkilemektedir. Buna ek olarak yardım operasyonları için gereken fonlar da sağlanamamaktadır.
Sonuç olarak Yemen’deki insani krizin çatışmaların ve ekonomik çöküşün bir sonucu olarak derinleştiği kaydedilmektedir. Güvenlik tehditleri ve lojistik zorluklar, ulusal ve uluslararası yardım kuruluşlarının etkin çalışmasını engellemektedir. Sağlık ve eğitim hizmetlerinin iyileştirilmesi için yapılan projelerin önemli ilerlemeler sağlamış olsa da sürdürülebilir barış ve istikrarın sağlanması bu çabaların başarıya ulaşması için gerekli görülmektedir.
KAYNAKÇA:
https://www.britannica.com/event/Yemeni-Civil-WarK
https://www.insamer.com/tr/ulke-profili-yemen/
DEİK | Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu
https://www.deik.org.tr › …PDF
YEMEN ÜLKE PROFİLİ
https://www.aa.com.tr/tr/analiz/catisma-ve-insani-kriz-ekseninde-yemen/2750739
YAZAN: GÜLSENLİ TÜRKAY