Uluslararası Açıklamalar
Dışişleri Bakanı Fidan, ABD ile Türkiye arasındaki Stratejik Mekanizma Toplantısı görüşmeleri için ziyaret etti. Amerikalı muhataplarıyla görüşmelerinde özellikle Gazze’de durumla ilgili neler yapılabileceğine ilişkin birçok başlığı ele aldıklarını anlattı. Bakan Fidan, “Özellikle son aylarda giderek artan insani trajedinin dayanamaz bir hal alması neticesinde uluslararası toplumun bir an önce insani yardımların Gazze’ye ulaştırılmasına ilişkin görüşlerimizi paylaştık, burada atılabilecek adımlar neler onları görüştük. Türkiye olarak biz üzerimize neler düşüyor, Amerika tarafından beklentilerimizi bu konuda neler, bunları tekrar dile getirdik.” dedi. İsrail-Filistin sorununa kalıcı siyasi çözümün ancak bağımsız Filistin devletinin kurulması ve iki devletli çözüm ekseninde olacağını vurgulayan Fidan, şöyle konuştu: “Dünyadaki hiçbir olayda bu derece üstünde bir oydaşma sağlanmamıştır, şu konularda hemfikirler: Ateşkesin olması, bazıları insani ateşkes diyor, bazıları bizim gibi kesintisiz sürekli bir ateşkes, insani yardımların girmesi ve sivillerin öldürülmesinin bir an önce durması ve iki devletli çözüm. Sadece ateşkes değil, hemen beraberinde iki devletli çözümün hayata geçirilmesi. Şimdi bunun üzerinde hemen hemen bütün dünya hemfikir olmuş durumda.” dedi ve şu cümleleri de ekledi: “Konu İsrail olduğu zaman malumunuz olduğu üzere uzun zamandır uluslararası sistemin özellikle batı merkezli sistemin kör sağır ve dilsiz olduğunu biz biliyoruz, yani bu artık dünyada herkesin bildiği artık söylemekten bile çekindiği, bazı insanların da artık söylemekten yorulduğu bir gerçeklik. Fakat Gazze’de 30 binden fazla masum sivilin bilinçli bir şekilde katledilmesi, artık zulümde yeni bir noktayı temsil ediyor. Dolayısıyla bunun bu şekilde devam etmesinin uluslararası sistemde oluşturacağı kriz, bölgede meydana getireceği patlamalar artık kaldıramaz bir gerçeklik, devletler ona göre harekete geçmek zorunda.”
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, günlük basın toplantısına gazetecilerin sorularını yanıtladı. Miller, “Ebeveynler çocuklarını nasıl besleyecekleri konusunda çaresiz kalmış durumda. Birçoğu bir sonraki öğünün nereden geleceğini veya gelip gelmeyeceğini bilmiyor.” dedi. Gazze’deki insani durum konusunda, “Durum kesinlikle kabul edilemez. İşte bu nedenle ABD, mümkün olduğu kadar çok kanal aracılığıyla Gazze’ye yapılan yardımı artırmaya ve sürdürmeye odaklanıyor.” diye konuştu. Miller, Gazze’nin kuzeyine yapılan gıda teslimatlarının artırılmasını kolaylaştırması için İsrail hükümetine baskı yapmaya devam edeceklerini belirterek, “Gazze’ye büyük bir yardım akışına izin verecek ve dağıtım sorunlarını hafifletecek bir rehine anlaşması yoluyla geçici bir ateşkes için baskı yapmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, katıldığı bir etkinlikte, Gazze Şeridi’ne destek amacıyla Filistin bayrağı açtı. Lula da Silva, konuşmasında, “Geçenlerde Filistin’de yaşananları gündeme getirdiğim için çok eleştirildim. Zaman, haklı olduğumu gösterecek. Filistin halkı, onurlu bir yaşam ve kendi devletini kurma hakkına sahiptir.” ifadesini kullandı.
Şili Savunma Bakanlığının yazılı açıklamasında, “Şili Hükümeti’nin kararıyla, 9-14 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek 2024 Uluslararası Hava ve Uzay Fuarı’na (FIDAE) İsrailli şirketler katılamayacaktır.” ifadelerine yer verildi.
Çin Ulusal Halk Kongresinin yıllık genel kurulu kapsamında başkent Pekin’de düzenlenen “Çin’in Dış Politikası ve Dış İlişkileri” başlıklı basın toplantısında konuşan Bakan Vang, “21. yüzyılda bu insani krizin önlememesi, insanlığın trajedisi ve uygarlığın utancıdır. Hiçbir şey bu çatışmanın uzatılmasını veya sivil nüfusun öldürülmesini meşrulaştıramaz.” ifadelerini kullandı. Vang, insani yardımı güvenceye almayı ahlaki zorunluluk olarak görmesi gerektiğini belirterek, “Gazze’deki insanların da bu dünyada yaşamaya hakkı var. Kadınlar ve çocuklar, aileleriyle birlikte güvende olmayı hak ediyor. Tüm rehineler serbest bırakılmalı, sivillere zarar veren tüm eylemlere son verilmeli.” diye konuştu. Vang, “Filistin topraklarının uzun süren işgali, artık görmezden gelinemeyecek bir durum. Filistin halkının yıllardır süren bağımsız devlet özlemi, artık göz ardı edilmemeli. Filistinlilere yönelik tarihsel haksızlık, nesilden nesle düzeltilmeden devam edemez.” değerlendirmesinde bulundu.
Belçika’nın başkenti Brüksel’de Dışişleri Bakanlığı binasının önünde toplanan göstericiler Filistin’e destek gösterisi düzenledi. Göstericiler “Katil İsrail”, “Filistin’e özgürlük”, “İsrail’e boykot” sloganlarının atıldığı gösteride Gazze’de acil ateşkes sağlanması, Filistinlilere acil insani yardım ulaştırılması talep edildi.
Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib, Gazze’de acil ateşkes çağrısı yaparak uluslararası barış konferansına ev sahipliği yapma niyetini bildirdi. Ülkesinin askeri uçakla Gazze’ye havadan insani yardım indirme operasyonuna ilişkin Lahbib, “Gazze’de gördüğümüz, insani bir trajedidir.” dedi. Lahbib, “Gazze’de kesinlikle acil ateşkese ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı. Gazze’deki insani durumu ele almanın kalıcı yolunun, iki devletli çözüme varılması olduğunu vurgulayan Lahbib, “Belçika’daki bölgesel hükümetler arasında bu yönde bir anlaşmamız var. Bunu ciddi olarak düşünüyoruz.” diye konuştu. Lahbib, Belçika Federal Hükümeti’nin Filistin devletini tanımak için “doğru anı” beklediğinin altını çizerek “Çünkü şimdi eğer Belçika tek başına Filistin devletini tanıdığını söylerse sonuç, sembolik bir beyanattan ibaret olacaktır.” değerlendirmesini yaptı. Filistin halkının sembolik eylemlerden daha fazlasına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Lahbib, “Bu nedenle, siyasi müzakereleri yeniden başlatacak bir konferansa, iki devletli çözüme imkan verecek bir barış konferansına ev sahipliği yapmaya hazırım.” dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, “Gazze’de korkunç bir acıyla karşı karşıyayız.” dedi. Uyarılara rağmen açlıktan ve önlenebilir hastalıklardan kaynaklı ölümlerin yaşandığı belirten Cameron, “Durum çok kötü ve biz hala daha fazla yardımın girişini sağlamak için çalışıyoruz. İsrail’den gerçekleştirmesini istediğimiz bir dizi isteğimiz oldu. Ancak şunu söylemeliyim ki şubatta Gazze’ye giren yardımlar, ocakta girenlerin yaklaşık yarısı kadar.” ifadelerini kullandı. Gazze’nin her yerine su ve elektriğin verilmesi gerektiğini söyleyen Cameron, “Bu kürsüden İsrail’in işgalci güç olduğunu bir kez daha söylemeliyim. Sorumlukları vardır ve bunun da İsrail’in uluslararası insancıl hukuka uygun hareket edip etmediğine bakışımızı etkileyen sonuçları vardır. Gazze konusunda en önemli mesele de budur.” ifadelerini kullandı. Çatışmalara verilecek aranın ateşkesi daha kalıcı hale getirecek yolu açacağını savunan Cameron, bunun için ise Hamas’ın ortadan kalkması gerektiğinin altını çizdi. Cameron, Hamas’ın Gazze’de bulunduğu sürece iki devletli çözümün yürümeyeceğini öne sürerek şunları kaydetti: “İngiltere’nin iki devletli çözümü savunduğunu tekrar söylüyorum. Bu kapsamda atılacak adımlardan biri de Filistin’i bir devlet olarak tanımak. Sürecin ilk adımının bu olduğuna düşünmüyorum çünkü Filistinliler üzerindeki reform baskısını ortadan kaldırır. Ancak İsrail’e de veto gücü verilmemeliyiz. Bu şu anda Amerikan politikasının bir etkisidir. Dolayısıyla Filistin’i tanımanın, iki devletli çözüme giden yolda ivmeyi durdurulamaz hale getirecek bir adım olarak görüyorum.”
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, hükümet olarak Filistin devletinin tanınması için bir karar metnini bu yasama döneminde Meclis’e sunacaklarını söyledi.
Mısır’ın başkenti Kahire’deki Arap Birliği Merkezinde düzenlenen Arap Dışişleri Bakanları Toplantısında konuşan Maliki, “ABD’nin zalim vetosu, BM Güvenlik Konseyinin rolünü engelliyor ve İsrail’e Gazze’de daha fazla cinayet işlemesi için koruma sağlıyor” ifadesini kullandı. İsrail’in Gazze’de yıkım ve soykırım savaşının yanı sıra aç bırakma politikası izlediğini belirten Maliki şu ifadeleri kullandı: “İsrail, kendisine destek veren bazı ülkelerden aldığı 70 bin ton patlayıcıyı kullanarak Gazze’deki Filistinlileri Mısır sınırına yakın bir yere ittikten sonra bugün onları zorla yerinden etme planlarını uygulamaya hazırlanıyor.” Maliki, “İsrail gözlerimizin önünde canlı olarak Gazze Şeridi’nin yüzde 85’ini yıktı, çocukları bombalarla, hastalığa mahkum ederek ve aç bırakarak öldürdü, hasta ve yaralıları tedavi haklarından mahrum etti” ifadesini kullandı. Maliki, İsrail’in “savaşı durdurmak istemediğini ve soykırımı sürdürmek istediğini” vurguladı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Jeremy Laurence, “Refah’a yapılacak herhangi bir kara saldırısı büyük can kayıplarına yol açacak ve daha fazla vahşet suçunun yaşanma riskini artıracak.” diyen Laurence, bunun gerçekleşmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Gıda Hakkı Özel Raportörü Michael Fakhri, İsrail’in Gazze’deki Filistin halkına karşı aç bırakma politikasını “soykırım” olarak niteledi. Fakhri, “Bu kadar hızlı ve tamamen aç bırakılan bir topluluk hiç görmedik. Şu anda gördüğümüz şey ise kıtlık. Şu anda Gazze’de çocukların yetersiz beslenme ve susuzluktan öldüğünü görüyoruz. Modern tarihteki hiçbir çatışmada çocukların bu kadar çabuk yetersiz beslenmeye itildiğini hiç görmemiştik.” dedi. Fakhri, havadan yardım indirmelerine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Havadan yardım indirmek çok maliyetli ancak etkili değil. Havadan yardım, bazen çok fazla kaos ve soruna neden olabilir. Gıdalar her yere dağılırken bunları dağıtmanın sistematik bir yolu da yok. Bu kadar zaman ve parayı maliyeti yüksek havadan yardımlarına harcamak yerine, ABD ile bu yardımları yapan diğer ülkeler, İsrail’e, Gazze’ye insani yardımın serbestçe girişine izin vermesi ve kalıcı bir ateşkes sağlaması için baskı yaparak acilen ateşkes sağlanmasına odaklanmalı. Bu, ölmek üzere olan birine yara bandı yapıştırmak gibidir. Bunun uzun vadeli etkisi çok az.”
BM Filistin Özel Raportörü Albanese, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Gazze’deki soykırımı durdurmanın tek yolu, İsrail’e silah ambargosu ve ekonomik yaptırımlardır. Şimdi ateşkes.” ifadelerini kullandı.
İsrailli tarihçi profesör Ilan Pappe, “Yaşananlar, tarihe siyonist projenin sonunun başlangıcı olarak geçecek.” dedi. Pappe, “Muhtemelen insanlar bu zamanların Filistin tarihinin en karanlık anı olduğunu söyleyecek. Ama bu karanlık, şafaktan önceki karanlık.” ifadesini kullandı.
ABD Başkanı Biden, başkanların yıllık olarak Kongre ortak oturumunda yaptığı “Birliğin Durumu” konuşmasında Gazze’deki son duruma ilişkin değerlendirmeler yaptı. Biden, “Bu savaş, Gazze’deki daha önceki tüm savaşların toplamından daha fazla masum sivilin hayatına mal oldu. 30 binden fazla Filistinli öldürüldü ve bunların çoğu Hamas üyesi değil. Binlerce ve binlerce kadın ve çocuk öldürüldü, erkek ve kız çocukları yetim kaldı.” şeklinde konuştu.
BM Genel Kurulu’nda, ABD’nin BM Güvenlik Konseyi’nde Gazze’de ateşkes talep edilen son karar tasarısını vetosunu görüşmek için oturum düzenlendi. Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurul Başkanı Dennis Francis, “Gazze’de durum korkunç, insafsız ve utanç verici. Yüzlerce insanın gıda yardımı sırasında öldürülmesi ve yaralanması karşısında dehşete düştüm.” dedi. Francis, son raporların da Gazze’de bebeklerin açlık ve gıdasızlık nedeniyle öldüğünü belirterek, “hayalleri yok oldu, gelecekleri silindi.” diye konuştu.
Cenevre merkezli Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med), İsrail’in tanklarının Filistinli sivilleri kasten ezerek öldürmesini kınayarak bu suçların, “soykırımın bir parçası” olduğunu belirtti. Yapılan açıklamada, “Bu suçlar, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere yönelik 7 Ekim 2023’ten beri devam eden soykırımının bir parçası.” ifadesi kullanıldı. Ayrıca İsrail ordusunun 29 Şubat’ta Gazze’nin kuzeyindeki Ez-Zeytun Mahallesi’nde Filistinli bir sivili gözaltına aldıktan sonra sert bir şekilde sorgulandığı, elleri plastik kelepçelerle bağlanan bu kişinin askeri bir araçla kasıtlı olarak ezilerek öldürüldüğünün belgelendiği açıklandı. Belgelenen bir başka olayın 23 Ocak’ta Han Yunus bölgesinde yaşandığına işaret edilen açıklamada, bir barınakta uyuyan Ghannam ailesi üyelerinin İsrail tankı tarafından ezildiği kaydedildi. Açıklamada, “Bir adam ve en büyük kızı öldürüldü, geri kalan üç çocuğu ve eşi yaralandı. 13 yaşındaki kız çocuğu Amina, babasının ve ablasının, bir İsrail tankının beklenmedik bir şekilde ve defalarca ailenin uyuduğu barınağın üzerinden geçmesi sonucu öldüğünü doğruladı.” ifadelerine yer verildi. İsrail tanklarının birçok sivil yerleşim yerindeki mülklerin yanı sıra özellikle araçları ezdiğinin de belgelendiği belirtilen açıklamada, “Bu durum, İsrail ordusunun Filistinlilerin mülklerine kasıtlı ve sistematik bir şekilde zarar verdiğini gösteriyor.” ifadesine yer verildi.
Filistin’e Yardım
Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) Filistin Temsilcisi Rik Peeperkorn, Gazze’nin kuzeyindeki barınak ve sağlık merkezlerinden yapılan beslenme taramaların 2 yaşın altındaki her 6 çocuktan 1’inin yetersiz beslenme sorunu yaşadığını belirtti. DSÖ’nün, Gazze’nin kuzeyindeki Şifa Hastanesi’ne 150 hasta için hayat kurtarıcı malzeme ve şiddetli akut yetersiz beslenme yaşayan 50 çocuğun tedavisi için malzemeler ulaştırıldığını aktardı. Peeperkorn, Gazze’deki sadece 12 hastanenin kısmi hizmet verebildiğini ve 23’ünün kapalı olduğunu söyleyerek, “8 binden fazla kişinin sağlık nedeniyle Gazze dışına sevk edilmesi gerekiyor. 7 Ekim-20 Şubat tarihleri arasında yalnızca 2 bin 293 kişi tedavi amacıyla dışarıya sevk edildi.” bilgisini verdi.
Ürdün ordusu, Gazze Şeridi’nin kuzeyine “dost ülkelerle” havadan insani yardım indirdiklerini duyurdu. Ürdün ordusunun resmi internet sitesinde konuya ilişkin açıklamalarda bulunuldu. Gazze’nin kuzeyine “dost ve kardeş” ülkelerle ortak bir şekilde 8 uçakla gıda ve insani yardım indirildiği ifade edildi. Ayrıca “Bunun, şu ana kadar yapılan en büyük yardım operasyonu” olduğu ifade edildi.
Türk Kızılayından yapılan açıklamaya göre, Gazze halkı için gönderdiği yardım gemilerinin en büyüğü olan 7. İyilik Gemisi Mısır’ın El-Ariş Limanı’na vardı. Gemide yemek içerikli gıda kolileri, su, gıda paketleri, giyim, barınma malzemeleri, tıbbi malzeme ve bebek malzemelerinden oluşan 2 bin 737 tonluk yük bulunuyor.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı, Biden’in Gazze’ye insani yardım için geçici liman kurulması talimatını vermesinin ardından, Gazze’ye geçici liman inşası için gerekli malzemeleri taşıyan geminin Doğu Akdeniz’e doğru yola çıktığını açıkladı.
İsrail polisi, İsrailli ve Arap aktivistlerin kurduğu “Birlikte Duruyoruz” (Standing Together) adlı sivil toplum kuruluşunun topladığı insani yardımları Gazze Şeridi’ne açılan Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı’na götürmesini engelledi. “Aç bırakmaya hayır” yazılı flamalar ve onlarca otomobille Kerem Ebu Salim’e ilerleyen konvoy, sınır kapısı yakınlarındaki polis kontrol noktasında durduruldu. İsrail polisi, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak isteyen aktivistlerin geçişine izin vermedi. Kontrol noktasından uzaklaştıktan sonra açıklama yapan aktivistler, topladıkları yardım malzemelerini Gazze’ye insani yardım ulaştıran kuruluşlara teslim edeceklerini ve bölgeye gitmesini sağlayacaklarını belirtti.
Mahmud Abbas’ın Türkiye Ziyareti
Beştepe’de Fillistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı ağırlayan Recep Tayyip Erdoğan baş başa görüşmesinin ardından ortak basın toplantısında konuştu. Mahmud Abbas ve heyetini ülkede misafir etmekten memnuniyet duyduğunu ve Türk milletinin Filistin’in yanında yer aldığını belirtti. Erdoğan “Bugün yaptığımız istişarelerde Filistin’deki son durumu etraflıca ele aldık. Filistinli kardeşlerimiz tarihlerinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. 7 Ekim’den bu yana Gazze ve Ramallah’ta masum insanlara karşı İsrail’in düzenlediği saldırılar sonucunda 32 bine yakın Filistinli şehit oldu, 72 binden fazla kişi yaralandı, 2 milyona yakın Filistinli evini terk etmek zorunda kaldı. 2,3 milyon Filistinli, günlük temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor. İsrail, Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil, aynı zamanda masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor. Tam 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz. Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu ve gözü dönmüş yönetimi, Filistin halkına yönelik apaçık bir soykırım uygulamaktadır.” dedi ve ekledi: “Netanyahu ve cinayet ortakları, döktükleri her damla kanın hesabını hukuk ve maşeri vicdan önünde mutlaka verecektir.” ifadesini kullandı. Yaptıkları her görüşmede işgal edilmiş Filistin topraklarındaki İsrail saldırılarının, gündemlerinin ilk sırasında yer aldığını belirten Erdoğan, “İnsani yardım noktasında bugüne kadar toplam 37 bin tonu aşkın malzemeyi, gemiler ve uçaklarla bölgeye sevk ettik. Ayrıca 900’den fazla hasta ve refakatçiyi tedavi için Türkiye’ye getirdik. Gazze’de bir sahra hastanesi kurulması için çalışmalarımız devam ediyor. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) yaptığımız mali ve ayni yardımları artırdık. Ajans’ın kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi amacıyla yoğun bir çabanın içindeyiz. İsrail’in yalan ve iftira ile Ajans’ı itibarsız hale getirmeye yönelik propagandalarına prim verilmemeli, Ajans’ın mevcudiyetine halel getirilmemelidir. Son olaylarla ilgili olarak İsrail-Filistin meselesine adil bir çözüm bulunmadığı takdirde, Orta Doğu’da barışın hakim olamayacağı artık iyice anlaşılmıştır. Kalıcı barışın tek yolu ise 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti’nin tesisidir. Uluslararası toplumun bunun yerine süre gelen işgalin sonuçlarını yönetmeye çalışması beyhudedir, anlamsız ve faydasız bir yaklaşımdır. Bu itibarla sorunun taraflarına da yardımcı olacak şekilde tüm ilgili devletlerin elini taşın altına koyması gerekiyor.” dedi. Erdoğan, Filistin halkının güvenliğini ve refahını artırmaya yönelik her türlü çabayı göstereceğini söyledi ve gerçekleştirilen görüşmelerin hayırlara vesile olması temennisinde bulundu. Mahmud Abbas’ta ortak basın toplantısında, “Filistin’e uluslararası korumanın sağlanması için çabaların güçlendirilmesi gerekiyor.” ve “Filistin’in Birleşmiş Milletler’de daimi üyeliğe sahip olması, Güvenlik Konseyi’nin kararıyla böyle bir durumun ortaya çıkması, bizim arzuladığımız bir şeydir.” açıklamalarını yaptı. Abbas, Türk halkına selamlarını iletip Türkiye’nin Filistin davasına olan sürekli desteğinden teşekkür etti.
İslam İşbirliği Teşkilatı
Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda İsrail’in Gazze’ye saldırılarına, ablukasına ve insani yardıma ilişkin karar taslağı hazırlandı. Hazırlanan karar taslağında, Türkiye’nin önerisi üzerine ihtilafın çözümünü teminen uluslararası barış konferansı düzenlenmesi çağrısı yapıldı ve bu çerçevede olası bir anlaşmanın uygulanması için garanti mekanizması ihtiyacının altı çizildi. Karar taslağında, “Üye devletler, İsrail’i durdurmak için, yaptırımlar dahil, gerekli tedbirleri almaya, İsrail’e silah ve mühimmat satışının durdurmaya, limanlarını ve hava sahalarını İsrail’e silah sevkiyatlarına kapatmaya çağrılmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda konuştu. Bakan Fidan, “Gazze’nin etrafındaki abluka kırılmalı, şu anda bu yapılmalı. Hepimiz İsrail’in, insani yardımı savaşta bir silah olarak kullandığını biliyoruz.” dedi. Gazze’deki yıkıma dikkati çeken Fidan, “5 ay süren acımasız ve yoğun bombardımanın sonrasında Gazze büyük ölçüde yaşanmaz hale geldi.” ifadesini kullandı. Fidan, Gazze’de hayatını kaybeden insanların sayısının fazlalığına işaret ederek, yaşanılan bu durumu “tarifsiz” olarak nitelendirdi. Fidan, “utanç verici bir cezasızlığa” tanık olunduğunu vurgulayarak, “İsrail katliamlar, zulümler, her türlü suçu işlemeye devam ediyor fakat sorumlu tutulmuyor.” değerlendirmesinde bulundu. Bakan Fidan, “Bu tek taraflı bir eylem dahi olsa derhal harekete geçmemiz yönünde büyük bir beklenti var.” dedi.
Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, “Hamas, halkımıza yönelik saldırıların kapsamlı bir şekilde durdurulmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için gereken esnekliği gösterdi. Ancak işgal devleti (İsrail), kalıcı ateşkes, yerinden edilenlerin geri dönüşü, Gazze Şeridi’nden çekilme ve halkımızın ihtiyaçlarının karşılanması gibi konularda anlaşmanın öngördüğü şartlardan kaçınıyor.” ifadesi kullanıldı.
Netanyahu’nun Yasa Dışı Konut Kararı
İsrail makamlarının, 6 Mart’ta Batı Şeria’da 3 bin 426 konut inşa edilmesine yönelik onayladığı plan Avrupa Birliği (AB) tarafından kınandı. AB Dış İlişkiler Servisi sözcüsü tarafından yapılan yazılı açıklamada, “AB, İsrail Yüksek Planlama Komitesinin işgal altındaki Batı Şeria’da yasa dışı yerleşimleri daha da genişleterek 3 bin 426 konutun inşasına yönelik planı onaylamasını kınamaktadır.” ifadesini yer aldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, İsrail’in Batı Şeria’da yeni konut inşa planını onaylamasına ilişkin sorusuna, bu konutların “barışın önünde engel teşkil etmeyi sürdürdüğü” ve “uluslararası hukukla çeliştiği” yanıtını verdi. Sözcü Miller, “İsrail hükümetine bildirdiğimiz nokta, bu yerleşimlerin sadece Filistin halkını değil, nihai olarak İsrail’in güvenliğinin yanı sıra halkına gerçek barış ve güvenlik sağlayacak kalıcı anlaşma umutlarını zayıflattığıdır.” dedi. Miller ayrıca, ateşkes durumuna ilişkin “Engellerin aşılamaz olmadığına ve bir anlaşmaya varılabileceğine inanıyoruz.” ifadesini kullandı.
UNRWA
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, Filistinlilere geniş hizmet sunan UNRWA’ya yönelik finansal kesinti sorununun çözülmesi çağrısında bulundu.
Katar resmi ajansı QNA’da yer alan habere göre, Katar’ın BM Daimi Temsilcisi Alya Ahmed Saif Al Sani, UNRWA’yı hedef alan kampanyayı kınadığını ve bazı ülkelerin de fonları askıya almasından üzüntü duyduğunu ifade eden Al Sani, Katar’ın UNRWA’ya 25 milyon dolar değerinde ek destek verme kararı aldığını belirtti. Irak da Katar gibi UNRWA’ya 25 milyon dolar destek verme kararı aldı.
YAZAN: EMİRCAN OBAK