KKTC’nin Tanınma Siyaseti

GİRİŞ

Kıbrıs Türkleri, 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti. Ancak bu ilan sadece Türkiye tarafından tanındı ve uluslararası toplum tarafından kabul edilmedi. Bu minvalde analizimin içeriği; KKTC’nin teorik ve pratik boyutta tanınma siyasetini incelemek ve KKTC’nin tanınmasına pozitif katkı sağlayacak öneriler sunmak olacaktır.

TEORİK OLARAK KKTC’NİN TANINMA SİYASETİ

Tanınma hususuna yönelik iki teori mevcuttur. Bu teoriler “kurucu” ve “açıklayıcı” teorilerdir. Kurucu teori bir devletin tanınma şartını diğer devletlerin o devleti tanıma şartına bağlar. Yani tanınmak isteyen devlet, uluslararası hukuk temelinde tanınmış olan bir devlet tarafından tanınmışsa kurucu teorinin yeter şartları yerine getirilmiş olup başka bir şart aranmaz. Bir diğer teori ise “Açıklayıcı” teoridir. Bu teori, kurucu teorinin tersine tanınmak için gerek şartlar aramaktadır. Bu gerek şartlar Montevideo Devletlerin Hakları ve Yükümlülükleri Sözleşmesi’nin 1. Maddesinde şöyle sıralanmaktadır.

1- Daimi bir nüfus

2- Belirli bir toprak parçası

3- Hükümet

4- Diğer devletlerle ilişki geliştirme kapasitesi

Açıklayıcı teoriye göre bu gerek şartları yerine getiren devlet aygıtları, uluslararası toplum tarafından tanınmasalar bile devlet olarak kabul edilmelidirler. İki teoriye göre KKTC’nin durumunu incelediğimizde, Kurucu Teori’nin tanınmak için yeter şartı olan bir devletin tanınmak isteyen devleti tanıma hususu Türkiye’nin, KKTC’yi tanımasıyla birlikte yerine getirilmiştir. Açıklayıcı Teori’nin gerek şartları olan; daimi bir nüfus şartı, KKTC’nin 380.000 (2021) kişilik nüfusa sahip olmasıyla, belirli bir toprak parçasına sahip olma şartı, KKTC’nin 3.241 km2 alan üzerinde toprak parçasına sahip olmasıyla, Hükümet şartı, KKTC’nin yerel ve merkezi yönetim kurumlarına sahip olmasıyla, diğer devletlerle ilişki geliştirme şartı, KKTC’nin diğer ülkelerle çeşitli antlaşmalar imzalaması ve uluslararası örgütlere katılımı gibi ilişki gelişimini olumlu yönde etkileyecek hususlar sebebiyle yerine getirilmiştir. KKTC’nin tanınma hususu, tanınma teorilerinin gerek ve yeter şart hususlarına göre başarıya ulaşmıştır.

Teorilerin yanı sıra uluslararası hukukta birde tanıma kavramları mevcuttur. Bunlar; De Jure, De Facto, Açık ve Zımni tanımadır. De Jure tanıma; bir devletin veya hükümetin hukuki olarak tam anlamıyla tanınmasını ifade etmektedir. Örnek; Türkiye, ABD, Çin ve İngiltere’dir. De Facto tanıma; Uluslararası hukuka göre bu tanıma tam anlamıyla bir tanıma değildir. Tanıyan devletin tanınmak isteyen devlet hakkında belirli şüphelere sahip olması sebebiyle kısıtlı ilişkilerde bulunması ama tam tanıma yoluna gitmemesi durumudur. Örnek; KKTC, Abhazya, Güney Osetya, Transdinyester, Somaliland ve Tayland’dır. Açık tanıma; Bir devletin tanıma iradesini açıklayıcı bir bildirimle doğrudan açıklamak suretiyle yapmış olduğu tek taraflı tanıma beyanıdır. Zımni tanıma; Tanıyan devletin herhangi bir tanıma beyanında bulunmamakla birlikte tanınan devletle tanıma konusundaki iradesini kuşkuya yer bırakmayacak şekilde içeren bir işlem içerisine girmesini ifade etmektedir. Zımni tanıma anlamına gelen işlemler şunlardır; Tanıma anlamına gelmeyeceğini belirtmeden ikili antlaşma imzalanması, Diplomasi ilişkileri kurulması, Bağımsızlık törenlerine resmi temsilci gönderilmesi, Yeni devletin yalnızca devletlerin üye olarak kabul edildiği bir uluslararası örgüte üyeliği ya da temsili için olumlu oy kullanılması, Yeni devletin yalnızca devletlerin üye olarak kabul edildiği bir uluslar arası örgüte üyeliği ya da temsili için olumlu oy kullanılması, Yeni devletin konsolosuna exequatur verilmesi. Zımni tanıma KKTC’nin tanınma siyasetinde önemli bir unsurdur. Zira birçok zımni tanıma hususu KKTC tarafından uygulanır haldedir. KKTC’nin diğer ülkelerle diplomasi ilişkileri mevcuttur. Örn: Türkiye, BAE, Katar vs. KKTC’nin uluslararası örgütlere üye olması da zımni tanımaya bir örnektir. Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edilmiştir. KKTC’nin tanınma hususu tanıma teorilerine ve tanıma kavramlarına bu şekilde açıklanmıştır.

PRATİK OLARAK KKTC’NİN TANINMA SİYASETİ

Pratik boyutta KKTC’nin tanınma hususunda attığı bazı adımlar ve etkileşimler şöyledir; Dış temsilcilik açma, Dış temsilcilik bulundurma, Uluslararası kuruluşlara üye olma ve KKTC’yi kültürel, turistik ve ekonomik bir çekim merkezi haline getirme. KKTC’nin 26 tane dış temsilcilik ofisi bulunmaktadır. Bunların 7 tanesi Türkiye’de bulunmaktadır. Ayrı olarak, New York, Londra, Cenevre, Roma, Stocholm ve Berlin gibi şehirlerde de temsilcilikleri mevcuttur.

KKTC’de bulunan yabancı misyonlar da KKTC’nin tanınmasına olumlu katkı sunmaktadır. KKTC’de 8 adet yabancı misyon bulunmaktadır. Bunlar; Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği, ABD Lefkoşa Büyükelçiliği, İngiliz Yüksek Komiserliği Ofisi, İtalya Vize Başvuruları İçin Bilgi Masası, Almanya Federal Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Enformasyon Ofisi, Avustralya Yüksek Komiserliği Ofisi, AB Destek Ofisi ve Kıbrıs Türk Fransız Kültür Derneği’dir.

KKTC, 3 tane uluslararası kuruluşa gözlemci olarak üyedir. Bunlar;  İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı’dır. Türk Devletleri Teşkilatı’na diğer iki uluslararası kuruluştan farklı olarak Anayasal adı ile yani “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” adı ile katılmıştır. Diğer iki kuruluşa ise 1960’da Rum ve Türk toplulukları bir arada yönetmeyi hedeflemek üzere kurulan yönetim adı ile yani Kıbrıs Türk Devleti adı ile katılmıştır. Anayasa, bir devletin varlığının bir ölçütüdür. KKTC’nin anayasal adıyla bir uluslararası organizasyona katılması, KKTC’nin diğer devletler tarafından, kendi ölçütleriyle bir devlet olarak kabul edildiği anlamına gelir. Bu da KKTC’nin tanınma yolunda önemli bir yapı taşıdır. KKTC’nin diplomatik varlık işareti gösterme ve uluslararası ortamda görünürlüğünü ve etkisini arttırmaya yönelik girişimlerinden bazıları bunlardır.

KKTC’NİN TANINMASINA YÖNELİK ÖNERİLER

“KKTC’nin tanınma sürecine pozitif katkı sağlayabilecek üç ana unsur; eğitim, turizm ve diplomasi olarak öne çıkmaktadır. KKTC’de 29 üniversite bulunmakta olup, öğrenci sayısı 100 bin civarındadır. Bu üniversiteler, devlet ve özel olmak üzere iç talebin yanı sıra diğer ülkelerden gelen öğrencilere de hizmet vermektedir. Yabancı öğrenciler, olumsuz durumlarla karşılaştıklarında kendi ülkelerinin misyonlarıyla iletişime geçmek isteyebilirler. Bu husus diplomatik misyon ihtiyacı doğurur. Diğer ülkelerin, kendi vatandaşlarının refahını, huzurunu ve güvenliğini sağlama             amacıyla, öğrencilerinin de bulunduğu ülkede koordineli bir şekilde faaliyet göstermek istemesi de, diplomatik bir misyon açma ihtiyacını ortaya çıkarabilir. Bu nedenle, KKTC’nin tanınma   hususu, diğer ülkelerin KKTC’de vatandaşlarına hizmet verme hususuna dayalı olarak  tetiklenebilir. KKTC makamlarının ülkedeki eğitim kültürünü geliştirmeye ve bu alana yatırım yapmaya istekli olması tanınma yolunda pozitif bir adım olacaktır.

“KKTC’nin ekonomik bir vaha ve turizm çekim merkezi olabilmesi için gerekli şartlar mevcuttur. İklim şartlarının olumlu olması, deniz, spor, kumar, sağlık ve tarihi turizmin ilgi çekici düzeyde yoğun olması, turistler için aranan nitelikte bir husustur. Bu alanların geliştirilmesi ve yatırım alması, turistler için bir cazibe merkezi haline gelmesine olanak sağlayacaktır. Eğitim konusunda olduğu gibi bu alanda da,  diğer ülkelerden gelen vatandaşların KKTC’de bulunması ve kendi ülkeleri aracılığıyla işlerini daha kolay halledebilmeleri amacıyla diplomatik misyon ihtiyacı bulunmaktadır. Turizm ve ekonomik bir cennet haline gelen KKTC, tanınma sürecinde önemli bir adım atmış olacak ve tanınma sürecini tetikleyebilecektir. KKTC makamları bu minvalde yatırım ve gelişme olanaklarını ilerletmelidirler.

Diplomasi boyutunda ise KKTC’nin önünde Türk Devletleri Teşkilatı gibi tanınma siyasetine olumlu  katkı sağlayacak bir uluslararası teşkilat bulunmaktadır. Uluslararası Hukuk Komisyonunun tanımına göre;

“Uluslararası örgüt, antlaşma ile kurulan, bir anayasası ve ortak organları olan, üye devletlerden ayrı bir şahsiyeti bulunan ve antlaşma yapma ehliyetine sahip uluslararası hukukun öznesi olan devletler birliğidir”. Türk Devletleri Teşkilatı da bu bağlamda kurulmuş devletler arası bir örgüttür. KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na Anayasal Ad’ı ile gözlemci üye olarak katılımı ise diğer devletler nezdinde KKTC’ye devlet sıfatını atfetmiştir. Çekilen toplu fotoğraflarda KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bulunması, KKTC anayasasında belirtilen bayrağın diğer ülke devlet bayraklarıyla aynı karede olması bunu destekler niteliktedir. TDT üyeleri arasında Türkiye harici başka bir ülke tarafından tanınmayan KKTC, bu vesileyle diğer üye ülkelerle de ilişkilerini geliştirip onlar tarafından tanınmanın önünü açacak bir pozisyona sahiptir. TDT’nin siyasi angajmanının küresel boyutta artması ise gözlemci üye olan KKTC’nin de görünürlüğünü arttıracaktır.

Yazan: Mücahit Emre Batman

KAYNAKÇA

[1] https://www.jurix.com.tr/article/22346

[2] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/262625

[3] https://mfa.gov.ct.tr/tr/

[4] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/325161

[5]https://uluslararasihukukcalismalari.wordpress.com/2017/01/13/uluslararasi-hukukta-tanima-ve-turleri/

[6]  https://www.mfa.gov.tr/kktc-kunyesi.tr.mfa

[7] https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2152881

[8] https://web.hitit.edu.tr/dosyalar/duyurular/emrecitak@hititedutr291220183D0P2Z3B.pdf

[9] https://www.turkicstates.org/tr/haberler/turk-devletleri-teskilati-olaganustu-zirvesi-ankarada-duzenlendi_2850


At vero eos et accusamus et iusto odio digni goikussimos ducimus qui to bonfo blanditiis praese. Ntium voluum deleniti atque.

Melbourne, Australia
(Sat - Thursday)
(10am - 05 pm)